Ana içeriğe atla
Görsel
mültecilerin gemilerle Arnavutluk'a getirilme fotoğrafı

Avrupa'nın Mültecilere Yönelik Politikası: Duvarların Ardında Mülteciler

İtalya ve Arnavutluk arasında imzalanan son mülteci anlaşmasının ilk somut adımları, 2 gün önce Arnavutluk'un Şengjin Limanı’na ulaşan ilk sığınmacılarla atıldı. 10 Bangladeşli ve 6 Mısırlı sığınmacı, İtalya'ya sığınma başvurusu yapmak üzere Arnavutluk'ta kurulan yeni merkezlere taşındı. Bu merkezler, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından imzalanan beş yıllık bir anlaşmanın parçası olarak kuruldu.

 

Bu merkezler, sadece yetişkin erkek mülteciler için tasarlanmış olup, kadınlar, çocuklar ve diğer hassas gruplar İtalya'da barındırılacak. Ancak, bu uygulama hem Avrupa hem de insan hakları camiası içinde tartışmalara neden oldu. İnsan hakları grupları, bu yaklaşımın mültecileri dışlayan, sınırların dışına iten ve Avrupa'nın mülteci sorumluluğundan kaçmasını sağlayan bir politika olduğunu düşünüyorlar.

Mültecileri Dışlayan Bir Politikanın Ürünü

Avrupa'nın “mülteci krizi”ni yönetme stratejisinde bir dönüşüm yaşandığı görülüyor. Artık Avrupa sınırları içinde değil, sınırlarının dışında mülteci kampları inşa edilerek mültecilerin burada tutulması hedefleniyor. Arnavutluk, bu stratejinin ilk adımlarından biri olarak seçildi. Ancak, bu modelin yaygınlaşması, Macaristan ve diğer bazı ülkelerde de benzer merkezlerin açılması ihtimalini doğuruyor. Bu tür merkezlerin yaygınlaşması, mültecileri dışlayan ve onları Avrupa'nın ötesine iten bir yaklaşımın ürünü olarak eleştirilmekte.

 

Bu politika, mültecilere onurlu bir yaşam sağlamak yerine, onları sınırların dışında tutmaya yönelik bir çaba olarak algılanıyor. Milyarlarca Euro'nun, duvarlar örmek ve mültecilerin Avrupa'ya ulaşmasını engellemek için harcanması, Avrupa'nın mülteci sorununu çözme noktasından ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Mülteciler, insan haklarına saygı temelinde bir yaşam hakkına sahipken, bu hakların ihlal edildiği ve dışlayıcı politikaların devreye sokulduğu bir süreçle karşı karşıya kalıyorlar.

Temizleme" Operasyonu Mu?

İtalya-Albanya arasındaki bu anlaşma, Avrupa'nın mültecileri kendi sınırlarından uzak tutma çabalarının bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, mültecilerin “temizlenmesi” ya da Avrupa’nın “temiz tutulması” şeklinde nitelendirilen tehlikeli bir söylemi de güçlendiriyor. Mülteciler, Avrupa'da bir tehdit olarak görülüyor ve bu politikanın temeli, onları Avrupa’nın dışına çıkarmak üzerine kurulu. Oysa, mülteciler insan haklarına saygılı, onurlu bir yaşam hakkına sahip bireylerdir. Onların “öteki”leştirilmesi, düşmanlaştırılması ve sınırların dışına itilmesi, demokratik ve insani değerlere ters düşmektedir.

İnsan Haklarına Dayalı Bir Çözüm Nerede?

Özgürlüklerden ve insan haklarından yana kesimlerin bu duruma karşı çıkmaları, mültecilerle dayanışma göstermeleri ve bu insanlık dışı politikalara ses çıkarmaları son derece önemli. Göç politikaları, mültecilerin onurlu bir şekilde yaşama haklarını savunan, insan haklarını ön planda tutan bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Avrupa’nın sorumluluğu, sınırlarını kapatmak değil, mültecilere karşı uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmektir. Bu sorumluluktan kaçmak, uzun vadede ne mülteciler için ne de Avrupa için sürdürülebilir bir çözüm sunmaktadır.

 

Avrupa'nın göç yönetimi politikaları, her şeyden önce mültecilerin insan haklarına dayalı, onurlu bir yaşam hakkına saygı duymak zorundadır. Milyarlarca Euro'yu sınır kontrollerine harcayarak, mültecileri dışlayan politikalar inşa etmek yerine, bu fonlar mültecilerin eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri gibi insan onuruna uygun yaşam koşullarını sağlamak için kullanılmalıdır.

Sonuç ve Çağrı

İtalya ve Arnavutluk arasındaki bu anlaşma, Avrupa'nın mültecilere yönelik tutumunu gözler önüne seriyor: sınır dışına itme, dışlama ve izole etme politikaları. İnsan hakları savunucuları ve demokratik kamuoyu, bu tür politikalara karşı daha güçlü bir duruş sergilemeli. Biz mülteciler özellikle bu mücadelenin aktörleri olmalıyız. Mültecilerin düşmanlaştırılması, onların birer tehdit olarak görülmesi ve Avrupa’dan izole edilmeye çalışılması, sadece insani krizleri derinleştirir. Avrupa’nın, mültecilere yönelik dışlayıcı politikalarını yeniden gözden geçirmesi ve daha insan haklarına dayalı çözümler geliştirmesi acil bir gerekliliktir.

 

PangeaKolektif

 

Habere dair bilgilerin kaynağı : EuroNews: First asylum seekers arrive at Albanian port from Italy