Ana içeriğe atla
Görsel
Frontex lağvedilsin diyen bir afiş

Frontex’in ağır maliyeti

Frontex, bir tehdit olarak sunulan göçmenlere karşı yürütülen ırkçı politikalarla paralel olarak strateji belirliyor.

Örneğin Frontex tarafından üretilen risk analizleri, bir yandan kendi kendini meşrulaştırma işlevi görürken, bir yandan da eylem yelpazesini genişletmeye yarıyor.

1993'ten bu yana, bildirilmeyen pek çok vakayı saymazsak, sınır ötesine atmalar, zorla geri göndermeler, bot batırmalar gibi sayısız suçun sahibi, Avrupa göçmen düşmanı ve ırkçı göç politikalarının sınırlardaki uygulayıcısı Frontex, 44 binden fazla insanın hayatına mal oldu. Göçmelerin ölümleri ve insan haklarının ihlali pahasına “Kale Avrupası” inşa ediliyor.

Bütçesi 11 milyar avro

Avrupa Birliği sınırlarını savunma amacıyla 2004 yılında kurulan Frontex hiç durmadan büyüdü.

 

Avrupa ülkelerinin de bizzat dahil olduğu emperyalist-kapitalist çıkarlar uğruna çıkarılan savaşların sonuçlarını, o ülkelerde yaşama şansı kalmayan mültecilere yıkan devletler Frontex’in yetki alanını sürekli genişletti.

 

Bir yandan görev süresi uzatılırken bir yandan da bütçesi artırılarak 2021-2027 dönemi için 11 milyar avroya çıkarıldı.

 

Askeri altyapısı güçlendiriyor, müdahale araçları, botları ve insansız hava araçlarıyla, silahlarla donatılacak daimi bir ordu kurmaya hazırlanıyor.

 

Bu askeri araç-gereci kullanacak personel sayısının ise 2027 yılına kadar 10 bin sınır ve sahil güvenlik görevlisine ulaşması planlanıyor.

 

İnsan hakları ihlallerine yenisini katmak üzere yaptığı bunca askeri hazırlık, Frontex’in temel faaliyetlerine bakılınca çok daha tedirgin edici ama aynı zamanda ‘anlaşılır’ hale geliyor. 


•"Düzensiz göçe maruz kalan kişilerin” ülkelerine geri gönderilmesi (dolayısıyla yasadışı geri göndermelere doğrudan ve dolaylı katılım)

•AB genelinde tahliyelerin planlanması ve uygulanması

•Yerel sınır muhafız teşkilatlarının modernizasyonu ve eğitimi (özellikle Avrupa standartları ve sistemleri ile uyumlu hale getirilerek gözetimde).

•Eylem önerileri de dahil olmak üzere “risk analizlerinin” geliştirilmesi (örneğin, sınır kontrollerinin güçlendirilmesi, Frontex operasyonlarının genişletilmesi veya ajansın kaynaklarının artırılması).

•Bu faaliyetleri gerçekleştirmek için Frontex, AB göç rejiminin artan dışsallaştırılması mantığına göre, doğrudan AB'nin dış sınırlarında ve Avrupa ülkelerinde ve ayrıca artan sayıda üçüncü ülkede faaliyet göstermektedir. Frontex, AB dışındaki 20'den fazla ülke ile aktif olarak işbirliği yapmaktadır. Örneğin, göçmenlerin teknelerini durduran ve onları kitlesel şiddet koşullarında alıkonuldukları Libya'ya zorla geri getiren Libya Sahil Güvenlik ile işbirliği yapıyor. Akdeniz'de, ulusal sahil güvenlik, tekneleri batırdığında ve sığınmak isteyen insanları denizde boğulmaya terk ettiğinde Frontex de suç ortağıdır.

Avrupa halklarını da vuruyor

Savaşlar, ekolojik nedenler, iklim değişiklikleri ve sömürü düzeni nedeniyle insanların yer değiştirmesinin, askeri önlemlerle ve sınırlarda süregiden zorbalıkla önlenemediği, önlenemeyeceği açık. Bu gerçeğe rağmen devletlerin askeri önlemlere yatırım yapması yalnız göçmenlerin sorunu olmaktan çıkalı çok oldu.

 

2007’de ABD’yi etkileyen, 2008’de AB ülkelerine sıçrayarak enflasyon ve işsizlik oranlarını tırmandıran ekonomik kriz, artık Avrupa halklarının gündeminde de ilk sırada yer alıyor. Çünkü, maaşlarda ve ücretlerde kesintiye gidilirken hem vergiler artırıldı hem de kamu harcamaları kısıtlanarak, yanlış politikaların maliyeti halklara yüklendi.

 

Devletler, krizin asıl sorumlusunun yürüttükleri politikalar olduğunu örtmek ve sorgulanmasını önlemek için göçmenleri günah keçisi haline getirerek, halkların bu politikaları sorgulamasının da önüne geçmiş oluyor. 

 

Böylece hayat pahalılığı ve işsizliğin yarattığı öfke; sınırları koruma gerekçesiyle yapılan milyarlarca avroluk askeri harcama yerine, yabancılara, göçmenlere yöneliyor.

 

Oysa, halkların refahından kesilerek Frontex’e aktarılan devasa bütçe işsizliği ve hayat pahalılığını önlemek üzere kullanılabilir, göçmenler ve yerli halkın barış içinde yaşaması mümkün olabilirdi.

 

Yerli halka da göçmenlere de bu gerçek anlatılmalı, aynı sistemin mağduru olan yerli-yabancı bütün halkların birlikte mücadele etmesinin yolları bulunmalı.

 

Onun için “Frontex’e hayır, dolaşım özgürlüğüne ve onurlu-insanca bir yaşama evet!” denmeli.

 

PangeaKolektif