Kavram Atölyemiz Başladı
Kavram Atölyesi kapsamında ilk atölyemizi 30 Ekim Cumartesi günü fiziken ve zoom
üzerinden katılan üyelerimizle birlikte Fribourg’ta gerçekleştirdik.
Göç tarihi ve göçe dair kavramları tartışacağımız atölyeler serisinden oluşan ‘Kavram
Atölyesi’ çalışmamıza her ay düzenli olarak devam edeceğiz ve uzun soluklu olacak. Çünkü;
kavramların doğru algılanmasının, yorumlanmasının ve kullanımının karşımıza çıkan
politikaları, olay ve olguları da doğru yorumlanması için önem taşımaktadır. Egemenlerin,
sömürenlerin bakış açısından değil ezilenlerin, göçmenlerin cephesinden bir söylem
geliştirebilmenin, sorgulamanın ve doğru politik tespitler yapabilmenin yolu öncelikle
kavramları doğru kullanmaktan geçtiğini düşünüyoruz. Kavramlar doğru kullanılmadığında
düşüncelerimizi de yanlış şekillendirmektedir. Egemenlerin bakış açısıyla ve onların ağzı ile
konuşmamak için kavramları yerli yerine oturtmayı amaçladığımız bu çalışma ile aynı
zamanda PangeaKolektif olarak kurumsal bir bakış açısına sahip olabilmeyi, kavramları yerli
yerine oturtan ideolojik netliğe kavuşmayı ve her bir üyemizin bu ortak söylemde
buluşmasını, ortak bir kültür yaratabilmeyi hedefliyoruz.
İki bölümden oluşan göç tarihi çalışmasının ilk bölümünde 1800’li yıllara kadar ki göç tarihini
ele aldık. Atölyemizin moderatörü kavimler göçü ile başlayan tarih sunumunu ortaçağın
sona ermesinden sömürgeleştirme süreçlerine ulusun inşaası sürecine kadar ele alarak
göçlerin tarihteki rolüne değindi.
Atölyeden bazı önemli notlar şöyle;
● Güncel göç hareketleri ve politikaları genellikle tarihsel öncüllerinden derin bir şekilde
etkilendiği için tarih boyunca göçü ve sonuçlarını ele almak gerekir..
● Savaşlar, fetihler, ulusların biçimlenmesi ve devletlerin ve imparatorlukların oluşumu,
zorunlu veya gönüllü olsun, göçü beraberinde getirmiştir. Fethedilen bölgelerde
insanların köleleştirilmesi ve sürgün edilmesi erken dönem emek göçünün genel
biçimidir. Ortaçağın sona ermesinden bu yana, Avrupalı devletlerin gelişmesi ve
dünyanın geri kalanın sömürgeleştirmesi çok farklı şekildeki uluslararası göçlere hız
vermiştir.
● Avrupa sömürgeciliği farklı biçimdeki göçlerin oluşumuna neden olmuştur. Bunlardan
biri, Avrupa’dan öncelleri Afrika’ya ve Asya’ya, sonrasında Kuzey ve Güney
Amerika’ya ve son olarak da Avustralya’ya yönelen geniş ölçekli dış göçlerdir.
● Avrupalılar, ya kalıcı ya da geçici biçimde, denizci, asker, çiftçi, tüccar, rahip ve
idareci olarak göç etmişlerdir. Onlardan bazıları, Avrupa içerisinde göç deneyimini
önceden tecrübe etmiş kişilerdi.
● 17. ve 18. yüzyıl da Hollanda Doğu Hindistan Şirketinin denizcilerinin ve askerlerinin
yarısının Almanya’nın fakir bölgelerinden gelen Hollandalı olmayan “ muhacirlerden”
oluştuğunu göstermiştir. Göçmen işçilerin ölüm oranları gemi kazalarına, savaşa ve
tropik hastalıklara bağlı olarak çok yüksekti, fakat sömürgelere yönelen göç
yoksulluktan kaçış için tek yoldu. Bu tarz denizaşırı göçler, hem göç veren Avrupa
ülkelerinin hem de sömürgelerin ekonomik yapılarında ve kültürlerinde belirgin
değişiklikler oluşmasına yardımcı oldu.
● Batı Avrupa’da göç modernleşme ve sanayileşme süreçlerinde önemli bir rol
oynuyor. 1650’li yıllardan bu yana toplumsal yaşamın ve politik ekonominin daimi ve
önemli bir yüzünü teşkil ediyor.
● Ulusun inşasında göçmenlerin rolünün inkarı ulusal homojenlik mitinin uygulanması
için gerekli ve ırkçılığın kökleri de buraya dayanıyor.
● Ulusun inşası özellikle Amerika’da ve Avustralya’da yeni insan topluluklarının ithali
üzerinden kurulmuştur. Böylelikle göç yerli halkın dışlanmasına ve marjinalleşmesine
katkıda bulunmuştur. Günümüz de ise aksine göçmenler dışlanmaktadır.
Bunlar atölyenin öne çıkan belirli notları iken kavimler göçü tarihindeki detaylar da ilgi
çekiciydi. Atölyemizin çekimlerinin montaj çalışmaları tamamlandığında youtube
kanalımızdan ve sitemizden paylaşılacaktır.
Bir sonraki atölyemizde sömürgecilik döneminden günümüze kadarki göç tarihi çalışmamızla
devam edeceğiz.
PangeaKolektif
01.11.2021