MÜLTECİ POLİTİKALARI VE GÖÇMEN ÖZ ÖRGÜTLENMESİNİN ÖNEMİ
Yazan : Özgür Türk
Günümüzde uluslarası boyuta yükselen göç ve göçmen gerçekliği aşağı yukarı her ülkeyi ilgilendiren bir politik soruna dönüşmüş durumda. Göç alan ve transit ülkeler yeni yabancı karşıtı yasalar çıkararak göç olgusunu öznel olarak yönetmek istiyorlar. Ancak yeni yasalar bir yandan insan hakları ihlallerine kapıyı aralarken diğer yandan yeni sorunların kaynağı olmaktadır.
Avrupa ülkeleri göçün kitleselleşmesi karşısında göçleri yasalarla engelleyeceklerini sanıyorlar. Bunun için milyar dolarlar harcayarak, sınır polisleri ile göçmenleri geri itelemeye ve hatta Türkiye, Yunanistan gibi değişik ülkeler ile geri kabul antlaşmaları yapmaya çalışıyorlar. Avrupa Komisyonu’nun son göçmen paktlarında da yaklaşım aynıdır. Son raporda öz olarak Balkanlar üzerinde göç rotasının artması ve Afganistan’dan gelecek kontrolsüz göç ile paniğe kapılan Avrupa’nın Frontexe destek kapsamında yapılacak binlerce operasyonel personelin alınması, yine tampon bölge olarak görülen Türkiye ve Yunanistan’a mali ve lojistik destek verilmesi gibi tamamen göç karşıtı önlemler ele alınmıştır. Yine biliyoruz ki 2014'te 100 milyon euro'luk bir bütçeye sahip olan Frontex, AB'nin 2022 bütçesinden ise 5,6 milyar euro'luk bir pay aldı. Görüldüğü gibi milyarlarca euro bütçeler, göçmenlerin insanca yaşam sürmeleri için değil göç yollarında gerekirse ölümlerine sebep olacak sınır koruma önlemleri için düşünülüyor.
Bu politikalar çözüm olamaz. Esas sorun, insanları sınırları geçmeye zorlayan sebepler ve gerçekçi olmayan yaklaşımlarıdır. Amerika ve Avrupa'nın kendi çıkarları için Afganistan, Suriye, Libya ve Irak gibi ortadoğu ülkelerinde iç savaş çıkarması, bu tür ülkeleri yaşanmaz duruma getirmesidir. Göçün en birincil nedeni savaşlar ve ekonomik krizlerdir. Geri bıraktırılmış ülkelerdeki işbirlikçi iktidarların desteklenmesiyle de halk üzerindeki zulüm arttmıştır. Böylece kitlesel göç artmış ve göçmenler Avrupa’da sosyal ve siyasal yaşamın merkezine oturmuşlardır. Hayatın merkezine oturan göçmenler öznesi oldukları öz örgütlerini kurmaya başlamışlardır. PangeaKolektif bu tür bir göçmen öz örgütlenmesidir.
Foto: Eric Roset
GÖÇMEN ÖZ ÖRGÜTLENMESİ NEDEN ÖNEMLİDİR ?
Göçmenlerin öz örgütlenmesi kendi özgül sorunlarından hareketle, devletten, bürokrasiden, burjuvaziden, vb. bağımsız bir şekilde örgütlenmesidir. Doğrudan demokrasiyi esas alarak tüm üyelerinin kolektif çalışma ve karar aşamasına katılımlarını hedefler.
Göçe kendisi sebep olmadığı halde bahsini ettiğimiz göç politikalarının doğrudan muhatabı ve mağduru olmaktadır. Egemenlerin sorun ve çözüm tanımları ile biz göçmenlerin yaşadığı sorunlar ve çözümleri aynı değildir. Onlar için göç ve göçmenler sorundur, çözüm de göçü ve göçmenleri kontrol altına alabilmektir. Biz göçmenler ise özgür ve onurlu bir yaşam sürmenin önündeki engellerin kalkmasını, yabancı düşmanı politikalara, ırkçılığa son verilmesini hatta daha köklü çözüm olarak bizleri yerinden yurdundan eden savaşların, krizlerin, bunları yaratan sistemlerin değişmesini istiyoruz. Tam da bu nedenle devletlerden, bürokrasiden ve egemen ideolojiden bağımsız göçmenlerin sorunlarını doğru tanımlayan ve çözümleri için mücadele eden göçmen örgütlenmelerine ihtiyaç vardır.
Göçmenler için çalışma yapan birçok kolektif ve kuruluş var ancak gerek dil bariyeri gerek sosyal-kültürel farklılıklar gibi nedenlerle buralarda da göçmenler özne değil daha çok yardım edilecek durumda, edilgen kalmaktadırlar. Halbuki göçmenler kendilerini doğrudan ilgilendiren konularda özne olabilmeliler. Kendi ihtiyaçlarını, sorunlarını ifade edebilmeli, haklarını tanımlayabilmeli, doğru politikalar geliştirebilmelidir. Sorunlarının çözümü için bir araya gelen göçmenler özne olarak hem sosyal-kültürel hem de politik olarak var olabilecek ve böylelikle benzer amaçları taşıyan yerel örgütlenmelerle bağlarını daha sağlıklı kurabileceklerdir.
Diğer taraftan Avrupa’da aşırı sağ popülüst politikalarla yükselen ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamfobi gibi göçmenleri dışlayan tutumlar kaynaşma yerine halklar arası çatışmayı beslemektedir. Irkçılığın ve yabancı düşmanlığının yükselmesi sadece göçmenler için değil tüm ezilenler, yoksullar, emekçiler, demokratlar ve muhalifler için tehlikelidir. Irkçı politikaların hâkim olmasıyla birlikte demokratik ve sosyal haklar kırpılmakta hatta rafa kaldırılmaktadır. Bu nedenle sorunların kaynağını ve sorumlularını doğru değerlendiren kendi içinde ve tüm halklarla dayanışmayı kurabilen, doğru politik söylemler üretebilen öz örgütlenmeler göçmenleri gerici güçlerin etkisinden çıkaracaktır.
PangeaKolektif olarak kuruluş motivasyonumuz tam da bu gerekliliktir. PangeaKolektif bilgiye erişememenin, dili bilmemenin, ayrımcılığın ve ırkçılığın yalnızlaştırıcılığı karşısında göçmen birlikteliğini ve dayanışmasını örmeyi; deneyim ve bilgi kaynakları oluşturmayı; göçmenlerin sorunlarına karşı çözüm üretmek için kişisel çabaları ortaklaştırmayı, mücadeleyi büyütmeyi hedefliyor.
PangeaKolektif olarak bunlar için neler yapıyoruz?
Göçmenlerin ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri ve yaşanılan deneyimleri bir bilgi havuzunda topladığımız bilgi bankası çalışması yürütüyoruz. Web sitemizden paylaşıyoruz.
Başvuru aşamasından itibaren sığınmacılarla deneyim paylaşımında bulunuyor, hukuki destek alabilmeleri için yönlendiriyoruz.
Kolektifimizin tamamına yakınını oluşturan mültecilerin başvuru sürecinden itibaren her aşamadaki sorunları ele alacağımız kampanyayı bizim dışımızdaki göçmen öz örgütlenmeleriyle ortaklaştırarak yürütmenin hazırlığını yapıyoruz. Hedefimiz öz örgütlenmelerin ve göçmenler için çalışan örgütlenmelerin kalıcı ortak örgütlenmesini yaratabilmektir.
Göç tarihinin, kavramların doğru algılanmasının, yorumlanmasının ve kullanımının karşımıza çıkan politikaları, olay ve olguları doğru yorumlayabilmek; egemenlerin, bakış açısından değil ezilenlerin, göçmenlerin cephesinden bir söylem geliştirebilmek için gerekli olduğunu düşündüğümüzden ‘Kavram Atölyeleri’ çalışmamızı başlattık.
Dil bilmemekten kaynaklı sorunları aşmak için ücretsiz dil kursları düzenliyor, var olan imkanlardan yararlandırmaya çalışıyoruz.
Sanatsal çalışmalar örgütlüyoruz. Resim atölyeleri, tiyatro, sinema, fotoğrafçılık, edebiyat, müzik alanında yetenekleri buluşturuyor, kendi projelerini gerçekleştirmelerinin ortamını sağlıyoruz.
PangeaKolektif olarak; mülteciler, sığınmacılar ve göçmenlerin haklarının korunması, göçmenlerin geri gönderilmelerine karşı mücadele yürütüyoruz. Devletlerin göç politikalarına karşı kamuoyu yaratmayı hedefleyen mitinglerin örgütlenmesinde yer alıyoruz.
Örgütlenmemiz içinde çalışma gruplarımızlar tüm üyelerimiz ilgi alanlarına göre farklı çalışmalara aktif katılımlarını sağlıyoruz. Kendimiz örgütlüyor, deneyimlerimizi, yeteneklerimizi birleştiriyor, birlikte öğreniyor, sosyalleşiyor, dayanışmayı büyütüyor var oluyoruz.
Göçmen kadınlar, LGBTİ'ler çocuklar herkes için özel çalışmalar örgütlemeyi amaçlıyoruz.
Bundan dolayı, tüm göçmenleri göçmen örgütlenmelerinde örgütlenmeye ve göçmen haklarını sınırlayıcı yasalara karşı mücadeleye çağırıyoruz.
PangeaKolektif, 2021
*Özgür Türk: İsviçre'de politik mülteci olarak yaşamını sürdüren ve PangeaKolektif kurucularından Özgür Türk 22 Ocak 1980'de İstanbul'da doğdu. Üniversite yılları boyunca siyasal gençlik hareketi içinde yer aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği eğitimine siyasi faaliyetleri nedeniyle yaşadığı tutuklulukla ara vermek zorunda kaldı. Tutsaklığı sonrası siyasi faaliyetlerine devam etti. 2009 yılında tekrar üniversiteye dönerek 2012 yılında mezun oldu. Politik mülteci olarak geldiği İsviçre'de tekrar yüksek eğitim yaparak mühendislik yüksek okulu HEIG-VD'den mezun oldu. Geldiği günden beri göçmen çocukların eğitimlerini desteklemek için çalışmalar yürüttü. Göçmenlerin öz örgütlenmesinin kurulması tartışmalarında yer alarak PangeaKolektif'in kurucularından oldu.
Bu yazımızın Fransızcası ve Almancası Solidarité sans frontières 4 nolu Aralık 2021 Bülteninde yayınlanmıştır.
- Yorum göndermek için giriş yapınız veya kayıt olunuz.