25 Eylül Referandumunda PangeaKolektif olarak AHV/AVS 21 Reformu için 2 kere HAYIR!
Daha düşük emeklilik maaşı için daha fazla ödemeye ve daha çok çalışmaya HAYIR!
Harun Tak*
Bu referandumda üç değişiklik için oylama yapılacak. İlk soru "Fabrika Çiftçiliği Girişimi" İkinci soru "AHV/AVS 21 Reformu" ve son soru “Stopaj vergisinin artırılmasına yönelik federal yasada yapılan değişiklik".
Bu yazımda kadınlar başta olmak üzere yoksul halkı ve de göçmenleri doğrudan etkileyecek AHV/AVS 21 reformuna odaklanacağım.
Ah o Özgürlük Kuşağı
Kısaca Altmış sekiz kuşağı (68) dediğimiz; ‘Savaşma seviş’ sloganlarıyla devletlerin temel politikalarını sarsan, geri adımlar atmalarına neden olan o "Özgürlükler" isteminin toplumda karşılık bulduğu zamanlar var ya işte onlar! Başımıza bu belaları sardı. Nasıl mı? Anlatayım:
İsviçre’de doğum oranlarının rekorlar kırdığı dönem 68-74 yılları arasıymış. Kapitalist bakış açısıyla kurulan "Emeklilik" sistemi; Bir önceki neslin emeklilik maaşını bir sonraki neslin çalışanlarına ödetmeye dayanır. Anlayacağınız 68-74 doğum oranının yüksek olması, bu günlerde (on yıl sürecek olan) yeni emeklilerin sayısını çok artıracak. Bunların maaşını ödeyecek olan genç nesil onlardan sayıca az olduğu için "sistem açık" verecek.
Bir Kimyager ve sosyalist olarak yaşamın tamamın da "İnsanların Mutluluğunu" temel "Ölçü" olarak almaya çalışırım. "Baş çelişki" nedir ne değildir buradan hareketle bulmak, sizleri çokta yormadan kapitalizmin bugün insanların elinde olan sosyal haklarını silip geri alırız oyununu hep aynı ustalıkla nasıl başardıklarına bakmak istiyorum.
Önce toplumu "korkuyla" ikna etmek için bir felaket "objesine" ihtiyaç duyarlar. Bu genelde bizler "Mülteciler" "yabancılar" olur. Bu referandum da bu rolü " Emeklilik maaşınızı alamayacaksınız çünkü kasada para yok" belirlemesi almış. Peki bu bir gerçek mi? Hayır.
Kasayı ve çalışanların ödediği primleri kim kontrol ediyor? Peki ne yapıyorsunuz bu paralarla? Her işinizde "para" kazananlar, çalışanın ödediği primleri değerlendirip, paraya para katanlar her nasıl oluyorsa bu "fonları" doğru değerlendirip kazançlı hale getiremiyor! Sigorta şirketleri her nasıl oluyorsa sigortaladıkları şey gerçekleşince "çamura yatıp" "Paramız yok nasıl karşılayalım?" ağlayışlarına başlıyor. Devletten kendilerini kurtarmalarını istiyor.
Tüm oyun bizlerin, çalışanların, üretenlerin dışında onların sahasında ve onların istediği şekilde sürüp giderken kaderin bir cilvesi gibi “Demokrasi” ve "Referandum" ayaklarına dolandı. Toplumun her kesiminin aleyhine olan bu yasayı onaylatmak için canlarını dişlerine takmış uğraşıyorlar.
PangeaKolektif olarak düzenlediğimiz dün akşamki bilgilendirme toplantısında UNIA tarafından yapılan bilgilendirme sunumunu yazının altına ekleyeceğim. İsteyen okusun demeyeceğim lütfen okuyun.
Kasa boş demiştik ya; kasayı doldurmak için KDV yi 0,4 oranında artırıyorlar. Buradan gelecek parayla kasayı dolduruyorlar. Yani yine bizden alıyorlar. Kim KDV ödüyor? Son alıcı. Yani bir mal ve hizmetin en son kullanıcısı "Bizler".
UNIA’nın buna ilişkin önerisi oldukça mantıklı. İsviçre merkez bankası her yıl kar eder. Karını kantonlara bölüştürür. Kantonlar bu parayı alınca "büyük şirketlerin" vergilerinde indirim yapar.
UNIA safça ve oldukça nazik bir üslupla: " Bir sefere mahsus Merkez bankası bir yıllık karını kantonlar yerine emeklilik kasasına aktarsın" diyor. Yahu bir sefer de Merkez bankasının karını halka verin, zengine bu yıl vergi indirimi yapmayın, o para tüm sorunları değil on yıllığına yirmi yıllığına çözer diyorlar. Dinleyen var mı? Yok.
Liberalinden, Katoliğine; reformistinden, köylü kurnazı kapital sahibine hepsi bir olmuş çalışana (özellikle kadınlara) yük bindirme telaşındalar. Dünden bugüne enflasyon karşısında eriyen emeklilik maaşına zam yapalım, İnsanların son yasam dönemlerinde en azından ekonomik sorunlarla uğraşmalarının önünü alalım diyeceklerine; "Kadınlar az çalışıyor! Daha uzun yıllar çalışabilir ve prim ödemeye devam edebilirler" deniyor.
Kadın göçmenler başta olmak üzere buradaki iş hayatına katılma süreçlerinde eşitsizliklerle karşı karşıya olan tüm göçmenler bu tarz reformlarla sürekli sosyal yardımlara muhtaç kılınmış olmaktadır.
Bu referandum da "Hayır" diyerek çalışana, üretene her geçen gün daha fazla yük bindiren anlayışa güzel bir cevap verebilmeyi diliyorum.
İnsanın yaşamı boyu "Mutluluğu” baş çelişkimiz, temel alınması gereken "Değer" olana değin elimizdeki ekmeği parça parça almaya devam edecekler. Bunun için üyesi olduğum PangeaKolektif göçme öz örgütlenmesinin AHV/AVS 21 reformuna 2 kere "HAYIR" tavrı yerindedir.
Oy kullanabilen herkesi HAYIR demeye, kullanamayanları da çevresinde oy kullanabilecekleri ikna etmeye çağırıyorum.
Sevgiyle ve dirençle KALIN.
*Harun Tak: 1968 Diyarbakır doğumlu. Üniversiteden Kimyager olarak mezun oldu. Bir buçuk yıl lise Kimya ögretmeni olarak çalıştı. Ögretmenliği bırakıp Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinde profesyonel olarak çalıştı. Politik ilticaci olarak 2007 yılında İsviçreye geldi. Şiir ve yazılar yazıyor. Yayımlanan ‘Sevdam Kavgamdı’ adında bir anı romanı var. Göçmenlerin öz örgütlenmesi PangeaKolektif’in üyesi.