Kusurlu Hak

“Hic kimsenin yararlanabileceğiniden fazlasını tekeline alma hakkı yoktur; Milyonlarca insan açlıktan ölürken, zenginlerin yoksullara verdikleri şeyler, kusursuz bir iyilik degil, kusurlu bir HAKTIR.” (1811 P.Shelley; Haklar Deklarasyonu)

Acının ve çaresizliğin hüküm sürdüğü şu günlerde içimi kaplayan karamsarlığımı bu sözlerle avutuyorum. Yüzyıllar  önce “Hak”  nedir sorusuna verilen cevaplar bu gün kimsenin umurunda olmasa da, insanğılımızın yapı taşlarında hala varlar.

Avrupa’nın göbeğinde , İsviçrenin Basel kantonundaki kaplarda yaşananları bir mülteci arkadaşın yolladiği videodan izlerken; ”insanlık medeniyet merdivenlerinden gerisin geriye mi iniyor” demeden edemedim.

Basel Allschwil`de  yıllar önce (uygun koşullarda olmadığı için) kapatılan  askeri sığınak yeniden mültecilerin “barinmasi” için açılmış. Avrupa insan hakları beyannamesi, ya da Birleşmiş milletler mültecilik sözleşmesi ne diyor; kimsenin umurunda bile değil.

Yetmiş kişi sağlı sollu dizilmiş ranzalarda, kutularla ayarlanmış kapısız dolaplar ve duşlar, bir sığınağa nasıl istiflenirse öyle istiflenmiş. Gündüzün gündüz gecenin gece olmadığı yerlerde mültecileri “barındıran” dört ayrı sığınak var Basel'de. 

Alıştık artık ; Zenginin gaspettiğini, bir lütuf ve hayırseverlik olarak “kırıntılarla” paylaşmasına. Ama alışamadık daha “Insanlığın kusurlu hak ihlallerine”

Video ve resimlerle sığınakta “barınmanın” ne menem şey olduğunu paylaşıyoruz. Sosyal devlet, insan hakları ya da medeniyet demeden.