Ana içeriğe atla
Görsel
Etiyopyalı mülteciler kendi ülke bayraklarını taşıyor ve PangeaKolektifli göstericilerde yanlarında kendi pankart ve dövizlerini taşıyor

Fribourg'ta Zorla Geri Göndermeler Protesto Edildi

Bugün Fribourg Kanton Meclisi’nin toplantısını yaptığı Forum Fribourg önünde zorla geri göndermeler protesto edildi.Kağıtsızların bir an önce gerekli haklara kavuşturulmaları istendi. Poya Solidaire ve Droit de Rester kolektiflerinin çağrısını yaptığı eylemde PangeaKolektif olarak pankartımız ve dövizlerimizle yerimizi aldık. Eyleme yüzün üzerinde katılım oldu.

 

Etiyopyalı mültecilerin zorla geri gönderildiği 27 Ocak 2021 tarihinde Fribourg’tan da Poya Solidaire üyesi,Teklu isimli Etiyopyalı mülteci de ülkesine zorla geri gönderilenler arasındaydı. Bir çok katılımcı konuşma yaptı. Konuşmalarda 25 Ocak’ta evinden alınarak tutuklanan Teklu’nun iç savaşın olduğu ülkesine zorla geri gönderilmesi Fribourg yönetiminin utancı olduğu belirtilerek  kınandı ve bir an önce bu uygulamalara son verilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca çalışma ve eğitim görme hakkından yoksun bırakılan kağıtsızlara insanca yaşam koşullarının sağlanması istendi.

 

PangeKolektif adına  söz alan Özgür Türk  ‘sığınma ve kalma hakkını ihlal eden zorla geri gönderme uygulamalarını kınamak; temel hak ve özgürlüklerimizi savunmak ve dayanışma için buradayız.’ sözleriyle  başladığı konuşmasının devamında:

 

“Özellikle 2015 yılı itibariyle “Göçmen krizi” ya da “mülteci krizi” adlandırılmaları ile beraber  İsviçre’nin de içinde olduğu Avrupa ülkelerinin en önemli ve acil görev olarak, mümkün olduğunca çok kişiyi def etmenin, çeşitli dışlama ve izole etme mekanizmalarını geliştirdiği yeniden yapılanma içinde olduğunu görüyoruz.

 

Avrupa ülkeleri göçmenleri birer ‘’sorun’’  ve “kriz” olarak gören politikalarla karşımıza çıktılar. Göç ve iltica karşıtı yeni Avrupa Paktı bu politikaların daha da sertleşerek karşımıza çıkacağını gösteriyor.

Zorla geri gönderme uygulamaları, sığınma hakkının tanınmaması; kalma, çalışma hakkı gibi haklardan yoksun bırakma ve ülke dışına çıkarma kararları bu politikaların ürünüdür. Yani uygulamalar tamamen kapitalizmin ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Cenevre sözleşmeleri ve protokollerle yasalaşmış sığınma hakkını dahi tanımamaktadırlar.

 

Kendi yasalarına dahi aykırı olan ve aynı zamanda insanlık dışı uygulamalar kabul edilemez.

 

Kimse zulüm gördüğü, güvende olmadığı ülkeye zorla geri gönderilemez. Bir an önce bu uygulamalara son verilmeli.

 

İsviçre’de sığınma hakkı kabul edilmeyerek, çalışma ve eğitim görme hakları gasp edilen, insanca yaşam koşullarından yoksun bırakılan göçmenlerin temel hak ve özgürlükleri tanınmalı. Kimse sahip olduğu oturum belgesinin türüne, kağıtlı kağıtsız olmasına göre ayrımcılık görmemeli.

 

İnsan temel hak ve özgürlüklerimizi istiyoruz.

 

Peki biz göçmenler ne yapacağız?

 


Göç hareketlerinin kitleler halinde olması ve yoğunlaşması ile göçmenler her geçen gün Avrupa’daki yaşamın daha da merkezi bir parçası olmaya başladılar. 
Bu durumda yaşamın merkezine oturan biz göçmenler, sorunları yaratan emperyalist-kapitalist sistemlerin karşısında özgürlüklerimizin ve haklarımızın mücadelesini veren özneler olmalıyız. Özgürlük meselesini vatandaşlık, oturum hakkı gibi haklar çerçevesine sıkıştırılmış haliyle düşünmeyi kabul etmeyip insan temel hak ve özgürlükleri temelinde düşünmeli ve özgürlüklerimiz için mücadele etmeliyiz..

Kendi öz örgütlenmelerimizde bir araya gelmeli ayrımcılığa, ırkçılığa, insanlik dışı uygulamalara karşı çıkan, hak ve özgürlük mücadelesi veren herkesle birlikte olmalı, dayanışmayı büyütmeli ve mücadele etmeliyiz.

 

Dayanışma ve birlikte mücadele ile kazanacağız!” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

 

Sloganlar ve konuşmaların yapıldığı sırada meclis toplantısına gelen milletvekillerine bildiriler dağıtıldı. Bir saat süren eylem sloganlar milletvekillerine çağrılar yaparak sonlandırıldı.

 


PangeaKolektif 

 

Fotoğraflar ve video : @Yaşar Şimşir