Ana içeriğe atla
Görsel
nadirulaskucuk

Politik Sığınmacı Nadir Ulaş Süresiz Açlık Grevine Başladı!

Türkiyeli politik sığınmacı Nadir Ulaş, bugün paylaştığı bildiri ile İsviçre'de iltica sürecinde yaşadığı hukuksuz uygulamamaları paylaştı ve bu hukuksuz uygulamalara son verilerek bir an önce iltica hakkının tanınması talebiyle Kanton Aargu'ya bağlı Rekingen mülteci kampında süresiz açlık grevi eylemine başladığını bildirdi. 

 

Ulaş Nadir'in kaleme alarak demokratik kamuoyuyla paylaştığı açıklama şu şekilde;

 

"IŞİD'in Suriye'nin Kobane şehrinde barbarca yaptığı katliam sonrası Türkiye'de düzenlenen protesto gösterilerine katıldığım için 2014 yılında cezaevine girdim ve cezaevinden tahliye olduktan sonra yargılamam devam etti. Söz konusu yargılama HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve birçok HDP'li milletvekili ve belediye başkanının tutuklanmasına sebep oldu. 

 

Bu yargılanma sonucunda ceza alacağım bildiğim için Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldım ve 19.08.2017 yılında geldiğim İsviçre'de siyasi sığınma talebinde bulundum. 2020 yılında bu talebime Cenevre Mülteci Sözleşmesine aykırı şekilde ret kararı verildi. Verilen ret kararının gerekçesinin, ret kararına karşı yaptığım itiraz sonucunda çürütülmüş olduğu tarafımca bilinmektedir fakat buna rağmen yaptığım itiraza olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap verilmedi. 5 yılı aşkın süredir Evrensel hukuk- Avrupa insan hakları sözleşmesi ve Cenevre'de 1951 yılında imzalanmış olan Mültecilerin Hukuki durumuna dair sözleşme hiçe sayılarak bana dayatılan sürecin üzerimde bıraktığı olumsuz etkiler katlanabilir seviyeyi aşmış durumdadır. 

 

14 yıllık evliyim ve biri 13 diğeri 10 yaşında iki çocuğum var. 5 yıldır ailemi göremediğim gibi bu sürecin onları da yıprattığı açıktır. Bu sürecin hem bende hem de ailemde telafisi olmayan tahribat yarattığı bilinmelidir. 

 

Mevcut durumda çalışma hakkım olmadığı gibi günlük 9 frank verilerek kamplarda yaşamak zorunda bırakıldım.  Maddi ve manevi olarak bir insanın en doğal gereksinimlerini bile karşılayamayacağı şartlarda kalmak zorunda bırakılmamın haklı bir izahını beklemekteyim.

 

Yukarıda özet geçtiğim bilgiler dikkate alınarak soruyorum;

 

1- Barbar IŞİD çetesinin katliamlarını protesto ettiğim için Türkiye de yargılanmış olmam, cezaevine girmem ve yüksek ceza alma riskim İsviçre devleti tarafından politik sığınma talebime yeterli değil mi?

 

2- İltica talebimin reddedilmesine karşı yaptığım itiraz tüm yönleriyle dikkate alınmadı mı?

 

3- Tüm bunlara rağmen 5 yıl gibi uzun bir süre iltica talebime cevap verilmemesinin hukuki gerekçesini öğrenebilmem için ne yapmam gerekiyor?

 

4- Dünyanın her yerinden gelen mültecilere kapısını açan, sığınma taleplerini kabul eden ve son dönemde Ukrayna'dan gelen 60.793 kişiye oturum hakkı verildiğini resmi makamlarca açıklayan İsviçre devletinin mevcut durumda beni siyasi sığınmacı olarak tanımayışının Cenevre Mültecilerin Hukuki durumuna dair sözleşmesinin hangi maddesiyle izah edilebileceğinin tarafıma aktarılması gerekmez mi?

 

5- 5 yılı aşkın süredir eşimden ve çocuklarımdan ayrı, kamplarda ve günlük 9 franka yaşamak zorunda bırakılmamın insan onuruna ve evrensel insan haklarına aykırı olduğunu düşünmüyor musunuz?

 

Tek talebim olan oturum hakkımın tanınması ve bir an önce İsviçre' ye adaptasyon sürecimi tamamlayıp, her birey gibi çalışma ve düzenimi kurma hakkımın verilmesi talebimin yetkililere iletilmesi ve yukarıda açıkladığım sebeplerden dolayı bu süreci daha fazla kaldırabilecek gücüm tükendiği için açlık grevine başladığımı bildiriyorum."